30 Aralık 2016 Cuma

KİTAPLAR MI?

İnsanlar hayatıma giriyor,kendilerine bir statü belirliyorlar.Daha sonra hiçbir şey olmamış gibi yıkıp geçiyorlar bu bedenimi.Kimi tanıdıysam bugüne kadar bu yazdığımı hep doğruladı.Sanki ben bir soğanım ve  rondoya koyup un oluncaya kadar parçalara ayırdılar beni ve en kötüsü de beni parçaladıklarını anlamamaları.. 
 Oysa kitaplar öyle mi? Alıyorsun,kokusu ayrı hikayesi ayrı yere sürüklüyor seni ve bu esnada asla parçalara ayırmıyor.Daha çok sahipleniyor ve kahramanlarıyla birlikte yaşıyorsun her şeyi.Bazen üzülüyorsun evet ama her zaman yanında olan biri var sana destek çıkan birileri...Ama, gerçek hayat öyle mi?! Düşene bir tekme de başkası vuruyor.Kimse olmuyor yanında.
Sanki hiç bitmeyecek bir kabus; zamanla daha da harlanan bir cehennem ateşi gibi...




  • Yalnız kız istediği şeyi bulmak için bu okula gelmişti.Bir şey bulmuştu evet. Fakat yalnız kızın bulduğu şey, yine kendisine yabancı olmayan yalnızlıktı.

9 Eylül 2016 Cuma

YAŞAYAN ÖLÜ

Bugün eski kitapların arasında zaman geçirmek iyi geldi bana.Onlara kafa yordum,onları düşündüm.Hayatımı çıkardım aklımın içinden bir an.Hapsettim onları o tozlu rafların arasına. Gezdim,baktım düşünceler ürettim bildiğim kitaplar üzerine.Dokundum onlara kokladım sessizce.
Aradığım kitapları buldum bugün,ben kendimi buldum..Kendimi anladım o an,kendimi düşündüm sadece.Duygusallıktan körelmiş ve her şeye rağmen yine de ayakta kalan toparlanan bir cisim.Anka kuşu misali...On beş dakika bilemedin yarım saat gizlendim herkesten habersiz.Benim gibi sayıları körelmiş o eski kitapların arasında gezmek iyi geldi çok iyi geldi hemde.Gözlerden uzak gönüllerden zaten uzak .Düşüncelerim kitaplara öyle bir aktı ki tek tek mürekkepler fışkıracak sandım kitapların arasından.Öyle çok derdimi  döktüm ki o eşi benzeri olmayan kokulara sarıp sarmaladı dört bir yanımı.Sanki sen hiç gitme der gibiydiler bana.Oysa dışarıdan bakılsa kitapları inceleyen sıradan bir öğrenci...
Gerçekten sarılmak istedim o an.Gitmemek aç susuz kalsam dahi orada kalmak istedim.Can yakmıyorlardı çünkü,acıtmıyorlardı hücrelerimin her birini,aklımı yormuyorlardı üzüntüyle,akıp giderdim ben de bu hayatta böyle.
Ama gittim.Çıktım oradan.Tutamazdım kendimi dizginleyemezdim yoksa.Aklımı oynatacağımı düşündüm bir an,geri gelmemesi ümidiyle.
Sonbahardaki ömrü biten yaprakların tek tek dökülmesi gibiydi hayatım.Her gün bir hücre bin umut düştü ömrümden.Sonra da yok oldum böyle.Hayalet sessizliğiyle terk ettim aslında bu dünyayı yıllar öncesinden.Bedenim taşıdı da aklım taşıyamadı bu düşünceleri,tebeşir tozu gibi dağıldı etrafa. Bastılar üstüne savruldu her yere her bir zerrem.Birleşmek ümidiyle beklerken hücrelerim öldü her gün tek tek.Kaldım böyle ortada istemeyerek.
İnsanlar yağmur diye dilenirken Tanrı'dan ben boğuldum kendi yağmurumda her an.
Dostum yok,
Düşmanım yok
Aklım yok,
Halim yok
Düşüncem hiç yok.
Yıkılmışlığım var sadece içimde...
Tesellim de yok
Dermanım da yok.

Ben Tuğçe,ben benim sadece.